Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkanı Mehmet Vural, son dönemde PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları ile görüşmelerinin ardından kamuoyuyla paylaşılan mesajları ve olası bir yeni çözüm süreci hakkında, “Çok iyimser olmamakla beraber bir başlangıç olabileceğini düşünüyorum. Bu nereye kadar gider bilmiyoruz. Tabii Türkiye böyle bir şey yapar mı, yapması lazım” dedi.
Türkiye ile Rojava’daki güçler arasındaki görüşmelerin henüz çok gizli olduğunu belirten Vural, ABD’nin onayı ve girişimi olmadan Rojava’da her hangi bir adımın atılmayacağını söyledi.
DİTAM Başkanı Mehmet Vural, Rûdaw Araştırma Merkezi tarafından başkent Erbil’de düzenlenen “Neçirvan Barzani, gelecek 4 yılda Kürdistan Bölgesi İlişkileri” adlı panelin ardından Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile gerçekleşen görüşmelerden sonra Türkiye’de yeni bir açılımdan söz edilebilir mi?
“Şu anda Türkiye’de Kürtlerle açılımdan söz ediliyor. Doğrusu bu açılım nereye kadar devam edeceğini bilmiyoruz. Özellikle son 15 günde Abdullah Öcalan ile görüşmeler yapıldı, avukatları aracılığıyla mesajı ulaştırıldı ve akabinde açlık grevleri sona erdi. Yine ABD’nin bilgisi dahilinde Türkiye ile Demokratik Suriye Güçleri (DSG) arasında görüşmeler yaptığına dair bilgiler basına sızdı. Bence bütün bunlar birbiri ile bağlantılı konular.
Yine Türkiye ile Kürdistan Bölgesi arasında bir nebzede olsa kapı açıldığını görüyoruz. Bütün bunların çok iyimser olmamakla beraber bir başlangıç olabileceğini düşünüyorum. Bu nereye kadar gider bilmiyoruz. Tabii Türkiye böyle bir şey yapar mı, yapması lazım. Çünkü Suriye hükümeti ile ilişkileri iyi değil. Suriye hükümetinin tekrar bütün ülkeye hükmetmesi halinde Türkiye’nin hiçbir isteği yerine gelmeyecek. Yine Kürtler orda kalacak, Rojavalı Kürtler yerinde kalacak. Dolayısıyla Türkiye buradan kopmamak için tekrar böyle bir siyasetin içine girebilir tabii ki bu da bir ihtimaldir. İlişkiler var ama bu ilişkilerin hangi seviyeye hangi merhaleye geleceği konusunda pek fazla bilgi sahibi değiliz.
Yeni bir sürecin başlamasının gerek Türkiye gerek ve gerekse de Kürtler açısından ne gibi getirisi ya da faydası olacak?
Tabi iki tarafında kazancı var. Nedir bunlar? Bir kere Türkiye Kürtlerle son üç-beş yılda yaptığı siyaset biçimini bırakacak. Kürtleri tanıyacak, Kürtlerin hak ve hukukluya varlığını tanıyacak. Türkiye en azından bu bölgedeki Kürtlerle yeniden bir ilişki içerisine girecek. Çünkü görünen o ki Suriye rejimi Türkiye’nin dostu değil. Suriyeli Kürtlerle dost olmazsa veya Irak Kürtleri ile dost olmazsa Türkiye’nin buradaki çıkarı ne olacak? Bir çıkarı olmayacak.
Dolaysıyla Türkiye’nin Kürtlerle ilişkilerinde çıkarı vardır. Aynı zamanda Kürtlerinde çıkarı vardır, muhalefet güçlerinde çıkarları vardır. Türkiye ile belki bir şekilde anlaşmaya gidilir, çatışma ortamı bitebilir. Karşılıklı birbirlerini tanıma olabilir. İki tarafında yararına olan birçok neden ve husus var. Ekonomik, sosyal, siyasi anlamda karşılıklı çıkarlar vardır. Ve Türkiye de tekrar kendi komşuları ile arasındaki izolasyonu kırabilir. Çünkü Suriye, Kürdistan Bölgesi olmazsa, İran zaten Türkiye’ye dost görünümlü ama hiçbir zaman dost olmaz. Yani Türkiye bütün bunların farkında. Siyasete değişim şart, bu hem Kürtler için hem Türkiye için.
Türkiye hükümeti ile DSG arasında olası bir anlaşma yapıldığı takdirde sizce bu anlaşma gizli mi, açık mı olur?
Demokratik Suriye Güçleri ile Türkiye arasında belki başta basına yansıdığı kadar bir şey yok ama bütün bunlar Türkiye ile ABD ilişkilerine de bağlıdır. Çünkü Demokratik Suriye Güçleri’nin arkasında ABD var ve hala desteğini sürdürüyor. Dolaysıyla Türkiye’nin ABD’ye rağmen, ABD’ye karşı böyle bir hamle yapması zor gibi görülüyor. Eğer Türkiye eksen kaymasına giderse o zaman başka şartlar konuşulur ve işin doğrusu çok da iyi şeylerden bahsedemeyiz. Ancak Türkiye ABD’nin dostu kalacaksa, ABD ile ittifak içinde kalacaksa, belki o zaman da ABD’nin de girişimiyle Demokratik Suriye Güçleri Türkiye açısında bazı kabul edebilir adımlar atar ve buna göre siyasetler üreterek Türkiye ile bu bağı kurabilir. Yani böyle bir imkan yaratılabilir. Ama ABD’nin onayı ve girişimi dışında olmaz.
Yakın bir tarihte taraflar arasında (Türkiye, ABD ve DSG) bir anlaşma yapılması söz konusu olabilir mi?
Beli bir aşama sonra kamuoyuna yansır. Ama şu an kamuya bir şey yok daha çok gizli yürütülüyor. Bazen basına sızdırılıyor, bazen ABD, bazen HSD sızdırıyor, bazen Türkiye’den de sızdıran taraflar oluyor. Ama dediğim gibi şuan çok açık bir görüşme olduğu söylenmiyor. Ama bütün bunlar birbirine ilintili. Öncelikle Türkiye’nin Kürtlerle olan siyasetinin, Suriye siyasetinin ve ABD’yle olan siyasetinin bir parçası olarak görüyorum.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın