DEVA Partili Ekmen: Devlet kendiliğinden ‘bazı hakları tanıyorum’ diyebilir
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, Rûdaw’a verdiği röportajda, Abdullah Öcalan’ın çağrısının Türkiye’de siyasete etkisini değerlendirerek, Kürt meselesi konusundaki korkuların azalabileceğini ve siyasetin daha özgür hale gelebileceğini söyledi.
Ekmen, erken seçim konusuna ilişkin, muhalefet olarak seçimlere hazır olduklarını ancak erken seçim kararının Erdoğan ve AK Parti’ye bağlı olduğunu vurguladı.
Anayasa değişikliği hakkında, DEVA Partisi’nin yeni bir anayasa gerektiğini savunduğunu belirten Ekmen, ancak “AK Parti’nin bu konuyu gündemde tutarak kamuoyunu meşgul ettiğini” savundu.
Ekmen, Kürt meselesi bağlamında anayasal vatandaşlık tanımının daha kapsayıcı olması gerektiğini belirtti.
Dış politika ve Suriye meselesi hakkında Ekmen, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini ve çoğulcu bir anayasanın tüm etnik ve mezhepsel grupları kapsaması gerektiğini vurguladı.
Ekmen, Türkiye’deki Suriyelilerin dönüşü için hukuki güvence ve uygun koşulların sağlanmasının şart olduğunu söyledi.
Rûdaw Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen yıllık Erbil Forumu'na katılmak üzere Kürdistan Bölgesi'ni ziyaret eden DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Rûdaw TV’den Muhammed İzeddin’in sorularını yanıtladı:
Rûdaw: Sayın Mehmet Emin Ekmen hoş geldiniz.
Mehmet Emin Ekmen: (Kürtçe) Merhaba, tüm seyircilerimize selam ve saygılarımı iletiyorum.
Rûdaw: Şu sorudan başlamak istiyorum. PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısının Türkiye’de iç siyaset ve partiler arası ilişkiler üzerindeki etkisi ne olacak?
Mehmet Emin Ekmen: Şimdiye kadar siyasette bazı demokratik taleplerin ifade edilmesi terör korkusu ve tehdidiyle ifade edilemiyordu. Sadece DEM Parti değil, başka Türkiye Partilerinde siyaset yapan siyasetçiler de bir konuda Kürt meselesiyle ilgili bir şey ifade etmek istediğinde bunun terör suçlamasına maruz kalıp kalmayacağı endişesini yaşıyordu. Bu ortadan kalkar. Türk siyasetinde Kürt meselesiyle ilgili ne yapılması gerektiğini bilen insanlar bölünme korkusu ve terör tehdidiyle bazı adımları atamıyorlardı. Devlet de bu korkudan ve bu tehditten dolayı rahatlar.
Kürt siyasetinde muhtemelen hem Kürdistani partilerde hem de Türkiye geneli siyaset yapan siyasi aktörlerde bir çeşitlilik oluşur, bir renklilik oluşur. DEM Parti açısından ise haklarındaki kayyım atamaları, terör örgütüne üyelik veya benzer sebeplerle yapılan soruşturmalar da durur. DEM Parti'nin kadroları yenilenir ve Türkiye siyaseti öncekine göre daha özgür, daha güçlü ve daha yapıcı bir yere gelir.
Rûdaw: Peki, Türkiye’de erken genel seçimlerden bahsediliyor. DEVA Partisi bir muhalefet partisi olarak erken seçimlere nasıl bakıyor?
Mehmet Emin Ekmen: Seçimlere 3 yıldan fazla bir süre var. Anayasaya göre seçim kararını ya Erdoğan alıyor ya da mecliste 360 milletvekili, o da AK Parti'siz olmuyor. Yani Erdoğan ve AK Parti istemeden bir seçim olmaz. Ben seçim gündeminin konuşulmasını erken buluyorum. CHP'nin aday belirlemesini de erken buluyorum. Ama bu süreç seçimi nasıl etkiler derseniz biraz zaman lazım. Biz demokratikleşme, hukuk devleti ve insan hakları alanında yapılacak iyi işleri destekleriz. Ama bu süreç 1 Ekim'de başladı. Aynı dönemde Türkiye'de yürminin üzerinde gazeteci soruşturma geçirdi. Hatta ben şunu görüyorum diyen bir astrolog dahi soruşturma geçirdi. Yani adeta bir komediydi o.
Bununla birlikte belediyelere yapılan baskınlar var. Yani sadece kayyım atama değil CHP'li belediyelere de yapılan baskınlar var. Gazetecilere, televizyonlara ve sivil toplum örgütlerine yapılan baskınlar var. Şimdi bütün bunlar aslında silah bırakılsın ve biz demokratik zemini güçlendirelim diyen Bahçeli'nin çağrısıyla çelişkili. Biz de gelişmeleri izleyeceğiz ama bizim anladığımız Sayın Erdoğan'ın demokratikleşme noktasında daha iyi bir perspektif sunamayacağıdır. Yani o mümkün mertebe gücünü artırmak ve fırsat bulduğunda da tekrar seçime girmek ve kazanmanın planını yapıyor. Bu da bizim perspektifimize uzak işler.
Rûdaw: Siz DEVA Partisi olarak, Meclis’te muhalif bir parti olarak erken seçim yapılmasını destekliyor musunuz? Bu konuda CHP’nin cephesinde mi yer alıyorsunuz?
Mehmet Emin Ekmen: Türkiye'de ekonomi çok kötü. Mehmet Şimşek geldi, faizler yüzde 50'lere çıktı. Ama en az maaş alan emekliler, asgari ücretliler ve bir güvencesi olmayan insanlar çok zor şartlarda. Elbette bu şartların düzeltilmesi için biz bir seçim isteriz. Bir muhalefet partisi “biz seçim istemiyoruz” diyemez. Biz seçime her an hazırız. Ama az önce cevabını verdim. Seçim kararını AK Parti hariç bütün partiler bir araya gelse Meclis’te alamıyor. Dolayısıyla seçime Erdoğan ve AK Parti karar verecek.
Biz geriye doğru son 10 yıla bakalım. Suriye'de 36 asker şehit edildi. Hendek olayları oldu. Darbe girişimi oldu. Dolar zaman içerisinde 3 liradan 30 liraya çıktı. Erken seçim olmadı. Dolayısıyla muhalefetin istemesiyle erken seçim olmayacağı için ben bu konuların gereğinden fazla konuşulmasını doğru bulmuyorum. O zaman muhalif seçmen şöyle düşünecek, bunlar bir seçim kararı bile alamadı ve belki de sandığa küsecek.
Rûdaw: Başka sıcak bir soru daha var. Anayasanın yeniden yazılması konusu. DEVA Partisi yeni bir anaysa yazılmasdı konusuna nasıl bakıyor?
Mehmet Emin Ekmen: Biz yeni bir anayasanın gerektiğini söylüyoruz. Bu konuda parti programında ve eylem planlarımızda çok açık düzenlemeler var. Ancak Erdoğan seçimden sonra faiz politikasından vazgeçtiği için kamuoyunu meşgul etmek için bazı tartışmalar yaratıyor. Biri de anayasadır. İki yıldır yeni anayasa yapalım diyorlar. Peki Meclis’e sunulmuş bir teklif var mı? Yok. Siyasi partiyle ziyaret edilerek bu konu konuşulmuş mu? Yok. O zaman yeni bir anayasa niyetleri yok. Zaten Türkiye'de muhalif kesim yeni bir anayasanın Sayın Erdoğan'a bir kere daha seçilme hakkı getireceği konusunda da endişe sahibidir.
Şimdi bütün bunlar geçmişte kaldı. Bir de bir barış sürecinin içindeyiz. Bu süreç belli bir yere gelirse devlet pazarlıkla değil ama ben kendiliğinden bazı hakları tanıyorum demek isteyebilir. Böyle işaretler var. Dolayısıyla yeni anayasa meselesini ancak çözüm süreci ya da barış süreci dediğimiz Öcalan'ın çağrısı belli bir olgunluğa erişince tekrar konuşabiliriz. Bugün itibariyle böyle bir gündem yok.
Rûdaw: Anayasada vatandaşlık tanımı hakkında partinizin görüşü nedir?
Mehmet Emin Ekmen: Biz anayasal vatandaşlık tanımında mevcut tanımın değiştirilerek daha kapsayıcı, Türkiye'de yaşayan bütün din, dil, ırk ve etnik farklılıkları içeren bir tanımla değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Rûdaw: Başka bir soruya gelelim. DEVA Partisi’nin Kürt partilerle ve Kürdistan Bölgesi ile ilişkileri hangi düzeyde?
Mehmet Emin Ekmen: Biz bütün Türkiye'ye hitap eden bir partiyiz. Partimiz demokrat bir partidir. Parti programımızda Kürt meselesi, temel hak ve özgürlükler, ana dilde eğitim, anayasal vatandaşlık, yerel yönetimler, kültürel haklar tamamı çok detaylı olarak yazılmıştır. Şunu da kabul edelim ki Kürdistani parti olarak bilinen partiler siyasette güzel bir renklilik ve çoğulculuk getiriyorlar. Ama Kürt seçmen sandığa gittiğinde hem bölgede hem de Türkiye genelinde en güçlü partiye yönelmeyi tercih ediyorlar. O yüzden bizim diğer bütün siyasi partiler ve aktörlerle bir açık kapı politikamız var. Herkesle görüşüyoruz, herkesi dinliyoruz, herkese kendi fikrimizi aktarıyoruz.
Rûdaw: Türkiye’nin dış politikası ve Suriye meselesi hakkındaki görüşünüz nedir? CHP Esed döneminde olduğu gibi şimdi hala Türkiye’nin Suriye politikasını eleştiriyor.
Mehmet Emin Ekmen: Biz Suriye ile ilgili birkaç konunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Birincisi Suriye'nin toprak bütünlüğü korunmalıdır. Hangi yönetim modeli olacağına Suriyeliler karar verecektir. Ancak Suriye'nin anayasal yapım süreci, Arapları, Kürtleri, Türkmenleri, Nusayrileri, Dürzileri, Şiirleri ve Sünnileri kapsayacak bir genişlikte olmalıdır. Bununla birlikte Suriye'nin doğal zenginlikleri bütün Suriyelere aittir. Biz Suriye'nin bölünmeden, gerçek anlamda çoğulcu, demokratik bir anayasaya kavuşması gerektiğine inanıyoruz. Tabi ki Suriye'de yeni yönetimden sünni bir Arap ne kadar pay alacaksa bir Kürt de o kadar pay almalıdır. Keza bir Alevi, bir Nusayri, bir Dürzi de kendini o anayasada görmeli ve o yönetimde kendini güvende hissetmelidir. Yanı başımızda iki olumsuz örnek var. Irak ve Lübnan'daki modeller başarılı olmadı. Yani pozisyonları, statüleri dağıtan bir model başarılı olmadı. Suriye'de nasıl bir model üretilecek doğrusu bir fikrim yok ama biz de orayı merakla takip ediyoruz.
Rûdaw: Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin geri dönüşü hakkında ne düşünüyorsunuz? DEVA Partisi artık Suriyeli mültecilerin geri dönmesi gerekiyor diye düşünüyor mu?
Mehmet Emin Ekmen: Hiçbir Suriyeli Türkiye'ye keyfinden gelmedi. Hiçbir Suriyeli Türkiye'de de çok mutlu ve zengin değil. Onlar imkan ve fırsat olduğunda ülkelerine dönmek isterler. Ama ülkelerine dönmeleri için yeni sistemin kurulması, hukuki güvencelerin verilmesi, mal ve mülkleriyle ilgili veya kendileriyle ilgili bir soruşturma olmayacağından emin olmaları gerekir. Esad gitti, yeni bir Şara yönetimi geldi. Şara yönetimi bunları yapmaya yakın gözüküyor. Benim kanaatim odur ki Suriye'nin yeniden inşası, yani altyapıyla birlikte gündeme geldiğinde, oralar yeniden imar edildiğinde Suriyeli göçmenlerin önemli bir kısmı geri dönecektir. Biz teşvik edilen, cesaretlendirilen, kuvvetle desteklenen bir gönüllü geri dönüşü doğru buluyoruz.
Rûdaw: Sayın Ekmen, konuğumuz olduğunuz için teşekkürler.