Saldırıya uğramıştı: Salman Rüşdi bir gözünü kaybetti, bir elini kullanamıyor
Haber Merkezi – ABD’nin New York kentinde bir konferansta bıçaklı saldırıya uğrayan yazar Salman Rüşdi'nin bir gözünü kaybettiği ve bir elini kullanamadığı açıklandı.
ABD’nin New York kentinde geçtiğimiz ağustos ayında katıldığı bir konferansta sahnedeyken bıçaklı saldırıya uğrayan Hint asıllı İngiliz yazar Salman Rüşdi’nin sağlık durumu hakkında menajeri Andrew Wylie açıklama yaptı.
Wylie İspanya basınına yaptığı açıklamada, Rüşdi’nin bir gözünde görme yetisini kaybettiğini belirterek, bir elini ise kullanamadığını aktardı.
Wylie, "Boynunda üç ciddi yarası vardı. Kolundaki sinirler kesildiği için bir eli hareketsiz. Göğüs ve gövdesinde 15 kadar yarası daha var" ifadelerini kullanarak, Rüşdi’nin hastanede mi yoksa başka bir yerde mi sorusuna ise yanıt vermedi.
Ne olmuştu?
New York kentindeki Chautauqua Enstitüsü’ndeki konferans sırasında 24 yaşındaki Hadi Matar isimli saldırgan Rüşdi’yi sahnedeyken bıçaklamıştı.
New York'taki Chautauqua County'de çıkarıldığı mahkemede ikinci derece cinayete teşebbüs ve ikinci derece saldırı suçlamalarını reddeden Matar, kefaletsiz şekilde tutuklu yargılanıyor.
Matar’ın Rüşdi'ye yönelik saldırısında cinayete teşebbüs nedeniyle suçlu bulunması halinde 25 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması bekleniyor.
Salman Rüşdi kimdir?
Hindistan doğumlu İngiliz yazar, 1981 yılında Booker Ödülü de aldığı Geceyarısı Çocukları romanıyla ünlendi. Kitap yalnızca İngiltere'de bir milyonun üzerinde sattı.
Yazar daha sonra 1993'te Booker of Bookers ve 2008'de Best of Booker ödüllerini aldı.
Rüşdi'nin sürrealist, post-modern romanı Şeytan Ayetleri kitabı 1988'de basılır basılmaz büyük bir öfke doğurdu, yasaklanma çağrıları yapıldı.
İran lideri Ayetullah Humeyni, yazar hakkında ölüm fetvası çıkarttı ve "Rüşdi'nin başına" 3 milyon dolar ödül koydu. Bu durum kitabı başka bir boyuta, diplomatik krizlere taşıdı.
Dünya çapında, çevirmenler ve gösterilerde ölenler dahil 59 kişi bu konuyla bağlantılı olarak hayatını kaybetti.
Rüşdi pek çok Müslüman tarafından "kafir" ilan edilirken bazı kesimler tarafından da ifade özgürlüğünün temsilcisi oldu.
İran hükümeti o zamandan beri Humeyni'nin kararnamesinden uzaklaşsa da Rüşdi karşıtlığı devam ediyor.