Katalan yönetmen Bofarul: Sizi anlıyorum, devletsizliğin ne olduğunu biliyorum
Moskova (Rûdaw) – Rûdaw’a konuşan Barcelonalı yönetmen Anna Maria Bofarul, Kürtler ve Katalanlar arasında çok sayıda ortak nokta olduğunu belirterek “Kürtler ve Kürt kadıları hakkında elbette bir şeyler biliyordum. Kürtler hakkında bir fikrim yoktu ancak ben de Katalonyalıyım. Devletinin olmadığı bir ülkede yaşamanın nasıl olduğunu, ‘devletsizliğin’ ne olduğunu biliyoruz. Dünya görüşü ve azınlık olma konusunda ortak olduğumuz çok sayıda nokta var” dedi.
4’üncü Moskova Kürt Film Festivali, Moskofilm Sinema Parkı Salonu’nda başladı.
19 Eylül’de başlayan bugün sona erecek festival özel bir törenle açıldı.
Festival kapsamında Kürdistan Bölgesi, Rojhılat, Rojava ve Türkiye dahil olmak üzere 12 ülkeden 7 uzun metraj film, 8 belgesel, 15 kısa film ve 15 kısa belgesel gösterildi.
4’üncü Moskova Kürt Film Festivali’nin odağında Ezidi Kürtler yer aldı. Festival, Katalan yönetmen Anna Maria Bofarul’un Ezidi kadınları anlattığı “Şengal” adlı filmi ile başlamıştı.
Rûdaw’a röportaj veren Bofarul, festivale katıldığı için mutlu olduğunu belirterek “Çok mutluyum, çünkü buraya gelerek filmimizi izleyiciye ulaştırma imkanı bulabiliyoruz” dedi.
“Şengal” ismini taşıyan filmini neden çektiğine yönelik soruyu yanıtlayan Bofarul, “IŞİD katliamını ilk duyduğumda bende büyük bir etki oluşturdu. Ezidiler hakkında çok bilgim yok, sonrasında okumaya başladım. Ben Barcelona’da yaşıyorken aynı zamanda kadınları köle yapıyorlardı. Bunu anlatmaya ihtiyacım vardı ve hazırlık yapmaya başladım. Fark ettim ki bir film çekmem lazımdı ve bunu anlamaya yönelik yolculukta Kürdistan’a gittim ne olduğunu anlamak için” dedi.
“Devletinin olmadığı bir ülkede yaşamanın nasıl olduğunu biliyoruz”
Kürtleri ve Kürt kadınlarını tanıdığını belirten Katalan yönetmen, filmi bitirdikten sonraki sürece ilişkin şunları söyledi:
“Kürtler ve Kürt kadıları hakkında elbette bir şeyler biliyordum. Kürtler hakkında bir fikrim yoktu ancak ben de Katalonyalıyım. Devletinin olmadığı bir ülkede yaşamanın nasıl olduğunu, ‘devletsizliğin’ ne olduğunu biliyoruz. Dünya görüşü ve azınlık olma konusunda ortak olduğumuz çok sayıda nokta var.
Benim çok dikatimi çekti. Sonrasında fark ettim ki bu film Kürdistan ve hakkında daha çok bilgiye sahip olmamı sağlayabilir ve Kürdistan’a ilk defa seyahat etmem için bir imkan olabilir diye düşündüm.
Ayrıca Kürt kadınlarının oldukça modern olduğunu gördüm. Çalışıyorlar, okuyorlar ve ilginç işleri var. Görevleri var ve sorumlulukları üstleniyorlar.
İspanya'da ve Batı’da Ortadoğu'da kadınlara kötü davranıldığı ve onların sadece itaat ettikleri yönünde bir düşünce var. Elbette Kürt kadınları öyle değildi. İlk başta şaşırdım.”
“Kürtler ve Katalanlar arasındaki ortak noktalar fazla”
Kürtler ve Katalanlar arasında oldukça fazla ortak nokta olduğunu dile getiren Bofarul, “Ben Barcelonalıyım diyorum, hiç İspanyalıyım demiyorum. Ancak yine de bunu duyduklarında ‘Aha İspanya’ diyorlar. Bu Kürtler için de geçerli. Ne hissettiklerini biliyoruz, anlıyoruz. Çünkü bu bizim başımıza da çok geliyor. Dolayısıyla ortak yönlerimiz çok fazla” dedi.
İlk defa Kürdistan’a geldiğini kaydeden Katalan yönetmen, “Benim Kürdistan’a ilk gidişim çok özeldi benim için. Benim için yeni bir tecrübeydi ancak filmi çekme sürecinde gidip geliyordum ve kendi ülkemde olduğumu hissediyordum. Ayrıca en fazla şaşırdığım noktalardan biri de halkın beni nasıl büyük bir coşku ile karşıladığıydı” dedi.