İstanbul (Rûdaw) - Ünlü tasarımcı Emrah Yücel, Hz. Yusuf’un kardeşleri tarafından içine atıldığı kuyunun kaligrafisini çizdi. Sanatçı Kur’an-ı Kerim’de geçen Yusuf Suresi’ni de bu portala işledi.
İyilik ve kötülük insanlık tarihi kadar eski mefhumlardır. Hz. Yusuf’un yaşamında bu iki kavramı çok net bir şekilde görmek mümkündür.
Hz. Yusuf, Hz. Yakup’un 12 oğlundan biriydi. Anlatıldığına göre Yakup peygamber çocukları arasında en çok Hz. Yusuf’u seviyormuş. Bu durum da kardeşleri arasında kıskançlığa neden olmuş ve onu öldürme amacı ile bir kuyuya atmaya karar vermişler.
Nihayetinde onu kuyuya atarlar. Yusuf peygamberin kuyuda kaldığı süre boyunca esma-ı hüsna okuduğu rivayet edilir ve oradan sağ salim kurtulur. Kutsal kitap Kuran-ı Kerim’de de Yusuf suresi adı altında bu olay anlatılır.
Öz kardeşleri tarafından kuyuya atılan Yusuf peygamberin bu öğretici deneyimini usta sanatçı Emrah Yücel bu çok özel eserinde konu edinmiş ve onu sanatseverlerin beğenisine sunmuş.
Sanatçı, için de çok özel bir yeri olan bu eserin yapım fikri nasıl oluştu ve hangi aşamalardan sonra eser tamamlandı gelin kendisinden dinleyelim:
“Yusuf suresi hayata dair, bize dair o kadar çok duyguları anlatan bir sure ki onun içinden bir şey seçmem gerekliydi. Seçilecek donelerden birtanesi kuyu idi. Kuyu bizim için elimizde tutabileceğimiz somut ve önemli bir örnek. Atıf olarak neler olmalıydı diye düşündüm. En ciddi atıfta bulunmam gereken duygu umut duygusuydu. Umut ile alakalı düşünmeye başladım. Umudu hem yazarak karşı tarafa nasıl verebilirim, yani bir kuyunun içerisine düşmüş bir adam var ve bu adam yarın öbür gün Mısır’a vezir olacak. Bu duyguyu da vermem lazımdı.
Kuyunun sahibi olan Allahu Teala duygusunu da vermem lazımdı. Evet orada bir kuyu var ama bu kuyunun da bir sahibi var. Bununla alakalı dijital çalışmalara başladım. Eserlerimi öncelikle dijital olarak çalışırım. Dışarıdan doğru sureyi içeriye doğru küçülterek yazmaya başladım. Burada da şöyle bir problem ile karşılaştık, bazen latin harfler tam olarak denk gelmiyordu. O zaman ne yapalım dedik, bu defa kuyunun içerisinden sureyi tersten dışarıya doğru yazmaya başladık. Tabi bitti, orta kısmı hafif bir çıkıntı yaptım. Yani Yusuf peygamberin kuyudan çıkacağına atıfta bulunmak için minik siyah bir çıkıntı yaptım. Ve o çıkıntının üstüne Yakup peygamberin gözyaşlarını simgelemek için belirli damlalar bıraktım. Eser bu amaçlar ile ilkin oluşturuldu. Dijital altyapısı yaklaşık 2 yıl sürdü. Onları orantılamak aslında bir matematik ve mühendislik ile ilerledi. 2 yılın sonunda da uygulamaya geçmeye başladık. 6 ay da bu uygulama sürdü. Çapı yaklaşık 1.5 metre, derinliği de 40cm ve 38 kattan oluşan ve yaklaşık 111 ayet.”
Hz. Yusuf’un kuyuya atılması hikayesi İslam tarihinde oldukça önemli bir yere sahiptir. İslam edebiyatına da konu olmuş olan bu hadise birçok mesnevide ele alınmış ve işlenmiş. Özellikle Haşimi’nin ‘Yusuf dahi olsan düşürürler seni çaha’ beyti bu olguya dikkat çekiyor.
Kardeş dahi olsa insanoğluna güven olmayacağı kıssasını içerir bu hadise. Madalyonun öteki yüzünde ise kötülüğe iyilik ile karşılık verme var.
Hz. Yusuf bu kör kuyudan çıkıp Mısır’a gider ve orada yüksek mertebelere kadar çıkar. Nihayetinde Mısır’a buğday almak için gelen ve kendisini kör kuyuya atmış olan kardeşlerini görür ve onları affeder. O, kendisine yapılmış olan kötülüğe yine iyilik ile karşılık vermiş ve intikam amacı gütmemiştir.
Sanatçı Emran Yücel, şöyle anlatıyor:
“Allahu Teala aslında bize şunu söylemek istiyor, benden çok kimseye güvenme. Yani ilkönce güvenilecek olan benim. Yusuf suresi ile alakalı en önemli şey günümüz çağı ile ilgili ve özellikle biz Ortadoğu ve Müslüman coğrafyası ile alakalı önemli bir şey var: Bizim kendimize olan özsaygımızı, bizim kendimize olan inancımızı yani kendi kendimize olan inancımız ile ilgili ciddi bir algı operasyonu yapılıyor. Hem bulunduğumuz coğrafya, hem dinimiz ve bize öğretilen geçmiş öğretiler hep bizim maalesef karamsarlığa itme ve bir nebze de durma yönünde baskılıyor. Yusuf suresi bunun için çok önemli. Hiçbir zaman umudunu ve inancını yitirme. Ayakta kal ve sağlam dur. Mutlaka zamanı geldiğinde olman gereken yerde olacaksın.”
Bu ilmek ilmek dokunmuş eser içinde evrensel bir mesaj barındırıyor kuşkusuz. İyi ile kötü arasındaki kadim mücadelede iyinin nasıl da altın gibi parladığını ve değerinden hiçbirşey kaybetmediğini en iyi anlatan eserlerden biri o.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın