DERSİM - Organik tohumlar yok olmasın diye üretimi yapılıyor

Dersim (Rûdaw) – Anka Dersim Girişimi, yerli ve tamamıyla doğal organik tohumların yok olmasını engellemek için toprakla buluşturuyor.

 

Yerli organik tohumların kimyasal gübre kullanılmamış topraklarda çoğaltılarak yaygınlaştırılması, bu ürünlerin olabildiğince geleneksel ve sağlıklı yöntemlerle işlenip halka ulaştırılması için harekete geçen Anka Dersim girişimi, 3 yıl önce köy köy gezerek eski tohumların tamamını topladı.

 

Toplanan, Karakılçık, Aşure, Bare ve Gerek79 buğday tohumları Dersim merkez başta olmak üzere ilçelerde bulunan çiftçilere dağıtarak bu tohumların üretilmesi sağlandı.

 

 

Anka Dersim Girişimi tarafından yerel tohumların kaybolmaması ve üretim hayatının canlanması amacıyla başlatılan bu çalışma, başta çiftçiler olmak üzere halktan büyük destek buluyor.

 

 

Bölgenin en doğal su kaynakları ve kimyasal kullanılmayan topraklarına sahip olan Dersim'de başlatılan bu çalışmanın bölge genelinde de yaygınlaştırılması hedefleniyor.

 

 

Girişim tarafından şuana kadar Dersim'in Pertek, Mazgirt ve Ovacık ve Pülümür ilçelerinde olmak üzere 250 dönüm buğday ekimi gerçekleştirildi.

 

Sarımsak, kekik, kantaron gibi doğada kendiliğinden yetişen bitkileri tohuma almanın yanı sıra, Lavanta, Safran ve Ekinezya gibi bölgeye has olmayan bitkiler için de üretim alanlarında deneme çalışmaları devam ediyor.

 

 

Anka Dersim girişimi,  Pülümür ilçesine bağlı Armağan köyünde ekilen Karakılçık buğdayı için harman etkinliği gerçekleştirdi. Etkinliğe katılan halk buğdayın patosa vurulma anını ve toplanma işlemini görme izleme şansını buldu.

 

Rudaw'a açıklamada bulunan Anka Dersim Girişimi’nden Eyüp Hanoğlu, "Her şey gün geçtikçe kayboluyor ve azalıyor. Adetlerimiz, gelenek ve göreneklerimiz, yerli tohumlarımız kayboluyor. İnsanlarımız azalıyor, gün ve gün buğday azalıyor, her şey yok olmak üzere. Bir yerde insan olmazsa, yaşam olmazsa orada hiçbir şey yetişmez. Bizde bütün bu saydıklarımız yok olmasın diye bir araya geldik ve ne yapabiliriz dedik. Önce tohumları ekmekle başladık. Eski tohumlarımız yok olmak üzere, yeni gübrelerde ise feri gübre ve kimyasal var. Bizde buna karşılık tarlalarımızda bu eski tohumları ekmeye başladık. Köylerde topladığımız tohumları ekerek her yıl çoğaltmaya başladık. Bizdeki 4 çeşit tohumu çeşitli köylerde ve ilçelerde ektik. Bu günde ektiklerimiz için bir harman etkinliği düzenledik. Amacımız bu üretimi her tarafta çoğaltmak ve yaymaktır" dedi.

 

 

Yıllardan beri ekilmeyen tarlaların organic ve yerli tohum ile buluşması, halkı da üretime teşvik ediyor.

 

Kazım Gürbüz adlı çiftçi, "Bu tohumu önceden atalarımız, dedelerimiz ve babalarımız ekerdi, biz çok huzurlu bir şekilde tüketirdik. Hastalık kesinlikle olmazdı. Ama şimdi Erzincan'dan aldığımız unlar nasıl undur bilmiyoruz. Bu ektiğimiz buğday satın aldığımız unlardan daha kaliteli ve daha lezzetlidir. Biz ektik, komşularımızda bize bakıp ekmeye başladı. Herkes bu buğdayı eksin ve üretim artsın" diye konuştu.

 

 

Salman Yeşilgöz de, "1993-94 yıllarında Dersim'de köylerin boşaltılmasının ardından insanlar şehirlere göç ettiler, bu yüzden yoksulluk arttı. Dersim insanları üretimden uzaklaştırıldı. Ancak böyle bir girişim sayesinde insanlar köyüne dönecek ve üretecekler bu sayede de yoksulluk sona erimiş olacak” dedi.

 

 

İbrahim Yılmaz da, "3-5 yıldan beri biz bu ekim işine başladık. Anka Dersim ile birlikte eski tohumların ekimini yapacağız ve daha çok yayılmasını sağlayacağız. Çünkü diğer tohumlarda GDO var, ilaç var. Bu tohumda ilaç yok kimyasal yok" ifadesini kullandı.