Ankara (Rûdaw) - Türkiye’de her yıl düzenlenen at yarışlarının cirosu 4 milyar Türk Lirası’nı (TL) bulduğu için, bu alanı ‘bacasız fabrika’ olarak tanımlyanların sayısı oldukça fazla.
At yarışlarına en büyük ilgi duyan Kürtler ise Urfa’nın Suruç ilçesinden. Suruçlular, meşhur atlarıyla sadece Urfa’da değil, 9 kentte daha yapılan at yarışlarına katılıyor.
At yetiştiriciliği ve yarışları, Türkiye’de önemli bir sektör. Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ın 9 kentinde at yarışları düzenleniyor.
Birçok insan geçimini bu işten sağlarken, bu iş en çok Urfa’nın Suruç ilçesinde yapılıyor. Suruçlular, atalarından kalma bu işte nam salmış durumda. Sadece Urfa ve Suruç’ta değil, yarış yapılan diğer 9 kentte de aynı işi yapıyorlar.
Rûdaw’a konuşan at sahibi ve seyis İbrahim Halil, şunları belirtiyor:
“Bizden önce babalarımız ve dedelerimizin atları vardı. Atları yolculuklar için kullanıyorlardı. Buradan atlara biniyor, Rakka’ya gidiyorlardı. Çadırlarda yaşıyorlardı. Bu gelenek o günden bugüne sürüyor. Ankara, İstanbul ve Bursa’da hâlâ devam ediyor.’’
At yetiştirmek çok zahmetli bir iş. Bu işle ilgilenen işçiler gün boyu atlarla ilgilenmek zorunda.
At yetiştirmenin kolay bir iş olmadığını belirten seyis Musta Çetin, şöyle konuşuyor:
“Saat 03:00’da kalkıyoruz, atların bakımına başlıyoruz. İdmana götürüyoruz. Gezdiriyoruz. Tımar ediyoruz. Saat 11:00’de yemlerini veriyoruz.’’
Suruçlu bir Kürt olan Hakan Çelik, babasından ve dedelerinden kalan bu işi yapıyor. Ama oğlunun bu işi yapmasını istemiyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın